Ofiste Çalışanlar Ne Yapar?
Ofiste çalışan bir insanı gözlemlediğinizde, sabah saat 9 ile akşam 6 arasındaki 8 saatin çoğunda neler yaptığını bir türlü çözemediğinizi fark etmişsinizdir. Telefonun tuşlarına basarken, her zaman doğru e-posta yazışmalarını yaparken ya da “raporu bitiriyorum” diye saatlerce bilgisayar başında otururken, aslında gerçekten ne yapıyor? Gelin, ofiste çalışanların neler yaptığına eğlenceli bir göz atış yapalım.
Erkekler: Çözüm Üretici Stratejistler
Erkek ofis çalışanı, genellikle çözüm odaklıdır. Özellikle “problem çözme” dediğinizde, hemen bir strateji geliştirmeye başlar. Yani, ofiste bilgisayar başında bir şeyler yazan, araştırmalar yapan ve etrafında sürekli kağıt yığını olan biri varsa, muhtemelen bir erkek çalışan ile karşı karşıyasınız demektir. Çünkü onlar, “Bu işi nasıl daha hızlı bitiririz?” diye düşünmekten, “Bu işin insanları nasıl mutlu ederim?” sorusuna henüz geçmemiştir.
İşte ofiste erkeklerin tipik bir davranış kalıbı:
Bilgisayarın başında durur, dijital projeleri organize eder.
Eğer kağıt üzerindeki bir dosyayı bulamıyorsa, o zaman “araştırma yapması gereken bir şey var demektir.”
Kafasında çözüm odaklı bir plan vardır ama planı uygularken “sürekli birileriyle” konuşarak bu planı duyurur.
Ve en sevdiği şey: toplantıların ardından harika fikirler ve önerilerle dolu bir “rapor sunmak.” Gerçekten, erkek çalışanlar bazen ofiste 3 saatlik bir toplantıyı, en sonunda “görev listelemesi” yaparak bitirirler. Ve rapor bir süre sonra yastık altına sıkıştırılır, çünkü bu iş “taktiksel” olduğu kadar pratikte uygulanabilir olmalıdır.
Kadınlar: İlişki Odaklı Empatik Süper Kahramanlar
Kadın ofis çalışanı, adeta bir insan kaynakları süper kahramanıdır. Tabii, bu çok geniş bir tanım, ama kadınlar genellikle ofis içinde uyum ve ilişkiyi kurma konusunda oldukça başarılıdır. Kadınlar, bir yandan bilgisayar ekranına odaklanırken, diğer yandan tüm ofisin moralini yüksekte tutar. En küçük bir stres belirtisini dahi fark eder ve “Her şey yolunda mı?” diye sorar.
Kadın çalışanlar, aynı zamanda sabah kahvesiyle birlikte gelen küçük sohbetlerle ofis atmosferini aydınlatırlar. Ofisteki herkese “nasılsınız?” demek, belki de bir kadın çalışanının yaptığı en işlevsel şeydir.
Bir kadın ofis çalışanının tipik günü şöyle geçer:
Sabah kahvesini alırken, “Bugün nasılsınız?” sorusunu sormadan işe başlamaz.
Arada bir göz kontağı kurarak “Güzel bir gün!” der ve etrafındaki herkesin moralini yükseltir.
Telefonu çaldığında, bazen “bu önemli değil” diyerek telefonu masaya bırakır. Çünkü daha önce yaptığı küçük bir konuşmayla tüm ofisin moralini yükseltmiştir.
Ve kadınlar, ofisin lideridir. Çünkü hem işlerin düzgün gitmesini sağlar, hem de herkesin birbirini anladığından emin olur. Erkeklerin “plan yapmaya” odaklandığı saatlerde, kadınlar “bu planı kimse unutmamalı” diyerek ilişkileri yönlendirir.
Ofisteki Gizli Süper Güç: İki Dünyanın Birleşimi
Evet, ofiste çalışan erkekler ve kadınlar birbirini tamamlar. Erkekler stratejiyi kurarken, kadınlar bu stratejiyi insanları mutlu edecek şekilde uygular. Bu birleşim, aslında ofisin sihirli formülüdür. Fakat, unutmamalıyız ki her iki taraf da bazen bir tür “sessiz yarış” içindedir. Kim daha hızlı e-posta gönderiyor? Kim daha az kahve içiyor ama hala ayakta durabiliyor?
Kadınlar bazen erkeklerin “plan yaparken” başkalarına göz kırparak o “planı” hayata geçirirken, erkekler ise kadınların “ofisteki moral artırma toplantılarına” sessizce dahil olup işleri daha stratejik hâle getirebilirler. Ama ne olursa olsun, herkesin bir süper gücü vardır!
Ofisteki Diğer Efsanevi Yaratıklar: Kahve Makinesi ve Yazıcı
Ve tabi ki, ofisin gözle görülmeyen ama vazgeçilmez kahramanları vardır: kahve makinesi ve yazıcı. Bu ikisi, ofisin gerçek işleyişine büyük katkı sağlar. Kahve makinesi, moral kaynağıdır. “Yoksa bir kahve içsek mi?” sorusu, her çalışan için bir çözüm önerisidir. Yazıcı ise, her şeyin geçici olduğunu hatırlatır: “İş bittiğinde yazdırmalıyım” düşüncesiyle her sayfa defalarca yazdırılır, ama yazıcı yine de her zaman bozuk çıkar.
Sonuç: Ofis, Bir Dans Etkinliğidir
Ofiste çalışanlar aslında bir orkestrada yer alan müzisyenler gibi hareket ederler. Erkekler, stratejiyi kurar, kadınlar ise bunu sahneye taşır. Birinin yaptığı her şeyin bir diğerine katkı sağladığı bir ortamda çalışmak, gerçekte sadece iş yapmak değil, birlikte bir şeyler yaratmaktır. Bazen kahve makinesinin gücüyle işler yapılır, bazen de empatiyle. Kimseyi göz ardı etmeyin, çünkü ofisteki her çalışan bir şekilde kendi dünyasında bir şeyler yapar ve bu küçük detaylar bir araya geldiğinde mükemmel bir denge yaratılır.
Peki, sizin ofisinizde nasıl bir dinamik var? Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların empatik yaklaşımlarının dışında, ofisinizde başka hangi eğlenceli iş yapma yöntemleri var? Yorumlarınızı paylaşın, birlikte gülüp eğlenelim!