Halk Dilinde “Kaşar” Ne Demek? Gerçeği Konuşmanın Tam Zamanı
“Bazı kelimeler vardır ki, onları kullandığımızda sadece dilimizi değil, düşünme biçimimizi de ele verir.”
Giriş: Masum Bir Kelimenin Karanlık Yüzü
“Kaşar” kelimesini duyduğunuzda aklınıza ne geliyor? Çoğumuz için bu kelime, market raflarında gördüğümüz bir süt ürününü çağrıştırır. Ancak halk diline geldiğinde bu kelime bambaşka, hatta rahatsız edici anlamlar taşır. Özellikle kadınlara yönelik aşağılayıcı bir ifade olarak kullanılan “kaşar”, dilde sıradanlaşmış ama derinlerde büyük bir zihniyet sorununa işaret eden bir kelimedir.
Bu yazıda kimseyi memnun etmeye çalışmayacağım. Aksine, yüzleşmemiz gereken bir gerçeği tüm çıplaklığıyla masaya yatıracağım: “Kaşar” kelimesi sadece bir hakaret değildir; kadın bedeninin, cinselliğinin ve bireyliğinin sistematik olarak küçümsenmesinin dildeki en çarpıcı yansımasıdır.
Halk Dilindeki Anlamı: Hakaretten Çok Daha Fazlası
Dilin Masum Görünen Şiddeti
Günlük konuşmalarda “kaşar” kelimesi genellikle “hafif meşrep”, “ahlaksız” ya da “cinselliğini ön plana çıkaran kadın” anlamında kullanılır. Bu kullanım, ilk bakışta sıradan bir argo gibi görünse de aslında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinlerine uzanır.
Bu kelimeyle birlikte verilen mesaj nettir: Bir kadının davranışları, kıyafeti ya da hayat tarzı toplumun belirlediği normlara uymuyorsa “değersiz”dir. Kadın bedeni üzerindeki toplumsal kontrol, dil yoluyla yeniden üretilir. Bu sadece bireysel bir hakaret değil, sistematik bir damgalamadır.
“Kaşar” Kime ve Neden Denir?
İşin en çarpıcı yanı şu: Aynı davranışı sergileyen bir erkek için böyle bir kelime yoktur. Erkeklerin cinselliği çoğu zaman “özgürlük” ya da “erkeklik” olarak tanımlanırken, kadınların cinselliği hâlâ “tehlike” ve “ahlak sorunu” olarak kodlanır.
Bu noktada sormamız gereken sorular cesurca ve rahatsız edici olmalı:
Bir kadın istediği gibi giyindiğinde neden hâlâ “kaşar” etiketiyle yaftalanıyor?
Toplum, neden kadınların cinselliğini kontrol altında tutmak için dili bir silah gibi kullanıyor?
Ve en önemlisi: Biz bu kelimeyi kullanırken aslında neyi normalleştiriyoruz?
Kültürel Arka Plan: Peynirden Hakarete Giden Yol
Kökenin Çarpıcı Evrimi
“Kaşar” kelimesi aslında Türkçe’de bir peynir türünü tanımlamak için kullanılır. Ancak halk arasında zamanla bu kelime, “eski”, “yıpranmış” ya da “aşırı kullanılmış” gibi anlamlar da taşımaya başlamıştır. Bu anlam kayması, kadınlara yönelik hakaret diline de yansımış; sonunda kadın bedenini “tüketilmiş bir ürün” gibi tanımlamanın yolu açılmıştır.
Bu dilsel dönüşüm tesadüf değildir. Kadın bedenine yönelik tarihsel tahakküm, sadece yasalarla ya da sosyal kurallarla değil, kelimelerle de sürdürülür. “Kaşar” bu tahakkümün en görünür araçlarından biridir.
Dil, Toplumsal Normların Aynasıdır
Dil değişmediği sürece, zihniyet de kolay kolay değişmez. “Kaşar” gibi kelimeler, sadece kadınları değil, aynı zamanda toplumu da sınırlayan, özgürlüğü kısıtlayan zincirlerdir. Bu kelimeyi dilimizden söküp atmadıkça, toplumsal eşitlik sadece kağıt üzerinde kalır.
Toplumsal Eleştiri: Normalleşmenin Tehlikesi
Şaka Değil, Zihniyet
Bazıları “Şaka yollu söylüyoruz” diyebilir. Fakat şaka yoluyla söylenen her kelime, bilinçaltımızdaki önyargıların dildeki tezahürüdür. Bir kelimeyi ne kadar sık ve ne kadar normal bir şekilde kullanırsak, o kadar çok gerçek haline gelir.
Bugün “kaşar” kelimesi gençler arasında bile espriyle kullanılıyor. Ama her espri, kadınların özgürlük alanını biraz daha daraltıyor. Her tekrar, bir sonraki kuşağa aktarılan bir önyargı oluyor.
Geleceğe Dair Provokatif Sorular
Kadınların cinselliği üzerindeki tahakkümü dil üzerinden yeniden üretmeye devam mı edeceğiz?
“Kaşar” gibi kelimeleri kullanmayı reddetmek bir dil reformu mu olur, yoksa gerçek bir toplumsal devrim mi?
Dilimizi dönüştürmeden, gerçekten eşit bir toplum kurabilir miyiz?
Sonuç: Bir Kelimeyi Değiştir, Bir Dünyayı Değiştir
“Halk dilinde kaşar ne demek?” sorusu aslında bize çok daha derin bir sorunun kapısını açar: Kadınlara ve kadın bedenine bakışımız ne kadar çağdaş? Bu kelimenin hakaret olarak kullanımı sadece bireyleri kırmakla kalmaz, eşitlik mücadelesini de baltalar.
Artık kelimelerimizi sorgulamanın, dilimizi dönüştürmenin zamanı geldi. Çünkü dil, zihniyetin aynasıdır. “Kaşar” kelimesini eleştirmeden ve değiştirmeden, özgürlük ve eşitlik üzerine konuşmak sadece bir hayal olarak kalır.
Şimdi size soruyorum: Bu kelimeyi dilinizden silmeye hazır mısınız, yoksa “alışkanlık” bahanesine sığınmaya devam mı edeceğiz?